Kırşehir Genç Memur-Sen temsilciliği Mısırda yaşanan süreci protesto ederek Mısır’da yüzüncü günde ki direnişi değerlendirdi.
Genç Memur-Sen Kırşehir Temsilcisi,Ahmet Demirsoy, “Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş hükümete ve Cumhurbaşkanına karşı  gerçekleşen askeri darbe, bugün yüzüncü gününü tamamladı’ dedi.
Demirsoy açıklamasında, “Mısır halkının yılların mücadelesiyle elde ettiği demokrasi, adil seçim ve demokratik oy hakkı; bir yıl bile dolmadan silah zoruyla rafa kaldırıldı. Birkaç ülke hariç dünya, demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu hiçe sayan bu silahlı zorbalığa ve zorbalara sessiz kalmakta ısrar ediyor. Menfaatlerini korumak adına darbeye darbe diyemeyenler, darbecilere destek verenler; insan onuruna, insan haklarına ve insanlığın yüzlerce asırlık birikimine hatta bizatihi insana ihanet ettiklerini dahi fark edemiyor. Darbeciler ve cunta yönetimi, dünyanın sessiz kalmasından,  sözüm ona demokrasi beşiği devletlerin yaşananlara seyirci olmasından aldıkları cesaretle, masum bedenleri ölümle tanıştıran vahşetlerine her gün bir yenisini ekliyor. Mısır, özgürlük isteyenler ve insan onuru mücadelesi verenler için ölüm tarlasına dönüştürüldü. 3 Temmuz’dan bu yana tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar kullanılarak gerçekleştirilen katliamlarda, aralarında gençlerin, çocukların ve hamile kadınların da yer aldığı binlerce sivil öldürüldü.  Zorba kurşunlarıyla ölenlerin ve yaralananların sayısı tam olarak bilinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor.
Darbe yönetimi ve tetikçileri, yönetime el koymakla, bu duruma karşı çıkanları öldürmekle yetinmiyor. Binlerce insanı, darbeye direndiği ve demokraside ısrar ettiği için hukuka aykırı yollarla tutukluyor, işkenceye tabi tutuyor. Mısırda sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor. Dünya ses çıkarmaz, insanlık vicdanı harekete geçmezse, darbecilerin kirli elleri ölüm yağdırmaya devam edecek.
Demokrasinin yeniden tesisi, insan haklarının ve insan onurunun hüküm sürmesi ihtimalini ortadan kaldırmak adına Hürriyet ve Adalet Partisi’nin ve Müslüman Kardeşler’in teşkilatları kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı, liderleri tutuklandı ve mal varlıklarına el konuldu. Bağımsız medyanın oluşturacağı riski bertaraf etmek için, bütün medya kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticiler atandı. Dünya kamuoyunu etkileme gücüne sahip uluslar arası yayın yapan televizyonlar, gazeteler, ajanslar kapatıldı, temsilcileri tutuklandı. Basın özgürlüğü, tam anlamıyla yok edildi.
genc-memur-sen  Evet, büyük ve kadim bir medeniyetin beşiği Mısır’da; tam 100 gündür kendi insanına ölüm kusan, işkence yapan cuntacıların darbe iklimi hakimdir. Bugün, sadece Mısırda kanlı darbenin 100. Günü değil. Tarihin, insanlığın utanç vesikası olarak kaydedeceği, dünya ülkelerinin sessizliğinin, darbeciler eliyle vahşet ve katliamlara seyirciliğinin de 100. Günü’dür.
Dünyanın en eski medeniyetlerinden birinin merkezi Mısır’da, hukuka, insan haklarına, adalete ve vicdanlara aykırı cunta, tam 100 gündür keyfi ve zalimane bir yönetim sürdürüyor. Mısır halkı, tam 100 gündür insan olmanın onurunu yaşayamıyor. 3 Temmuz’da Mısır halkının iradesine vurulan darbeye sessiz kalanlar,  darbecilerin akıttıkları kana, ölümle tanıştırdıkları binlerce masum cana 100 gündür ısrarla gözlerini kapıyor. Dün Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ve bir çok ülkede sözüm ona demokrasi vaadiyle kan dökmekten geri durmayan Batı, kutsadığı demokrasiyi Mısır’da katleden darbecilere ve vahşetlerine  son verecek insani tepkiyi vermekten bile geri duruyor. Demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan Batılı ülkeler, hak, özgürlük ve insan onuru aktivistliğini tekeline alan sözde aydınlar, bağımsız ve tarafsız medya manifestoları kaleme almakta mahir gazeteciler, Mısır’da demokrasinin, sivil halkın katledilmesi karşısında tam 100 gündür ısrarla üç maymunu oynuyorlar” şeklinde konuştu.
Basın açıklaması anıt meydanda sona ererken gurup olaysız şekilde dağıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir