Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir’de Neşet Ertaş 1. Altın Bağlama Kültür Sanat Ödüllerinin dağıtılacağı törende yaptığı konuşmada, “Garip yaşayan Neşet Ertaş, bizi de arkasında garip bıraktı” dedi. Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, sanatçılarla birlikte Gönül Dağı’nı söyledi.
basbakan  Neşet Ertaş’ın kardeşleri, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Bedia Akartürk, Gülşen Kutlu başta olmak üzere çok sayıda sanatçının katıldığı Neşet Ertaş 1. Altın Bağlama Kültür Sanat Ödül Töreni’nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Merhum Neşet Ertaş’ı vefatının birinci yılında rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Çocukluğundan itibaren çok büyük acılar, ayrılıklar yaşadı. Kendisi de bunu dizelerinde ifade etti. Garipti, garip yaşadı. Bir yıl önce Hakk’a yürüdü. Hiç kuşkusuz bizi sessiz bıraktı” dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bizi o da arkasında garip bıraktı. Tesellimiz şu ki, inşallah çocuk yaşta kaybettiği annesi Döne ve babası Muharrem’e kavuştu. Topraktan geldiğini biliyordu. Sevenlerine, dinleyenlerine, ‘Ayağınızın turabıyım’ diyordu. Nihayetinde aslı olan toprağa döndü. Biz de ona döneceğiz. Neşet Ertaş, tıpkı Yunus gibi ete kemiğe bürünmüş, Neşet Bey’e bürünmüş. Şahsen 21. yüzyılda bir Yunus Emre tanımış olmanın bahtiyarlığını ve gururunu yaşıyorum. Bir ustanın, bir saz ustasının, söz ustasının, gerçek bir gönül dostunun doyumsuz muhabbetine mazhar olmanın bugün bile heyecanını yaşıyorum. Öyle isimler vardır ki, tarihin sahnesinden sessizce gelirler ve geçerler. Şu çok önemli, kadrini kıymetini göçtükten sonra bilirler. Geride öyle bir iz, öyle bir aşk bırakırlar ki insanlar olduğu sürece bu izi silemez. Her medeniyetin bir özü, bir temel yapı taşı vardır. Allah’a hamdolsun bizim medeniyetimizin özü her zaman aşk olmuş. Medeniyetimiz aşk ile, aşk üzerine inşa edilmiş ve o şekilde bir sevgi ve gönül medeniyeti olmuştur. Bu büyük medeniyetin hamurunda şehitlerimizin kanı ve alın teri var ama bütün bunlardan öte bu medeniyetin özünde hazreti Mevlana’nın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Neşet Ertaş ustanın sarsılmaz bir inançla tertemiz aşkları vardı. Sözü ve yaşantısıyla aşkın timsaliydi. ‘İnsanda aşk yoksa sazı eline almasın’ derler. O engin gönlündeki Hak aşkını sözü ve sazı ile ifade edebilen, söze ve saza aşk ile mana yükleyebilen büyük bir sanatçıydı. Merhum Neşet Ertaş, medeniyetimizin hamurunu aşk ile mayalayan bir gönül mimarıydı. Yoksulluğu çok ağır şekilde yaşayarak öğrenmişti. Hiçbir zaman isyan etmedi. Kendisi de akrabaları da hak yemeyi akıllarının ucundan bile geçirmedi. Sazını ve sözünü kendisine azık edinip Çiçek Dağı’nın yürekli bir evladı olarak yaşadı. Ondan aldığımız aşk ile yılmadan yorulmadan, millet için çalışıyoruz. Mirasını gururla taşıyoruz, mirasına her daim saygı duyuyoruz, ‘Bozkırın Tezenesi’ni inşallah unutmayacağız unutturmayacağız.”
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, bu toprakların sessiz haykırışını bozlaklarıyla taşıyan ustayı anmaya geldiklerini söyleyerek, “Neşet usta da kendisinden öncekilerin söylediklerine yeni şeyler katarak yaşadı; bizim duygu dünyamızı bütünleştiren seslerden birisi oldu” diye konuştu.
İbrahim Tatlıses, ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Bozkırın Tezenesi, kalbimizin kılcal damarına tın tın vurdu ve sonra hayatımızdan çıktı. Kendisini rahmetle anıyorum” derken Orhan Gencebay ise, “Onu ilk tanıdığımda 16-17 yaşlarındaydım. O çalıp söylemişti, ben ağlamıştım, ben çalıp söylemiştim, o ağlamıştı. Aynı zamanda Kasımpaşa’da bir ağabeyimiz daha vardı, oraya giderdik. Aşıklarla söyleşirdik. Vefatından bir hafta önce telefonla görüştük. İzmir’de hastanedeydi. O hep sevgiyi, saygıyı aradı. Sevgi ve saygı olmazsa Neşet olmazdı. Bizim binlerce yıllık kültürümüzün taşıyıcısıydı. O benim yol arkadaşımdı” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir