Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bekir Bozdağ, Kırşehir’de yaptığı açıklamada başkanlık sistemi ve 12 Eylül davasını değerlendirdi.
Kırşehir Valiliğinde Vali Özdemir Çakacak’ın verdiği brifingin ardından konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Parlamenter sistem, koalisyonları doğuruyor. Sıkıntıları doğuran pek çok örnekleri var. Biliyorsunuz 91’de DYP-SHP koalisyonu oldu. Ve Türkiye 5 Nisan 1994 ekonomik krizini yaşadı. Herkes elinde avucunda ne varsa kaybetti. Fakirleşti insanlar. 95’de Anayol oldu. Refah Yol oldu. Ana Sol D oldu. D Ana Sol oldu. Dört senede dört tane hükümet değişti. Ve Türkiye’nin üzerinden 28 Şubat buldozer gibi geldi geçti. Herkes her şeyini kaybetti. Hem ekonomi kaybetti hem adalet kaybetti. Hem hukuk hem vicdan, herkes her şeyini kaybetti. Baktığınız zaman 99’da  DSP, ANAP, MHP hükümetleri var. Koalisyon hükümeti 21 Şubat ekonomik krizi var. Türkiye bir kez daha kaybetti. Siyasilere sorarsanız cevabı hazır: Ben tek başına iktidar değilim ki bunları önleyeyim. Bana tek başına iktidar verseydiniz bunların hiçbirisi olmazdı. Bunu söylüyorlar. Türkiye’nin büyüdüğü yıllara bakarsanız, geriye fazla gitmeyin 80’den sonra rahmetli Özal’la Türkiye büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. 2000’li yıllardan sonra, 2003’ten sonra AK Parti hükümeti ile Recep Tayyip Erdoğan ile ayrı bir değişimi, dönüşümü, kalkınmayı yakalamıştır Türkiye. Dünyada hızla büyüyen devletler arasında ilk sırada yerini almayı başarmıştır. Bütün bunlar Türkiye’ye kazandırıyor. Biz istiyoruz ki Türkiye kazanarak yoluna devam etsin. Bir daha kaybetmesin. İktidarları sadece halk tayin etsin. Bunun yolu da başkanlık sisteminden geçiyor. Bugün güçlü bir iktidar var, siyasi istikrar var. Bu sistemin doğurduğu bir şey değil, sandıkta koalisyonlardan artık gına gelen vatandaşın sandıkta sağladığı bir istikrardır. Her zaman bu istikrar sandıktan çıkmayabilir. AK Parti ilelebet bu ülkenin yönetiminde kalacak değil, ileride de başka sorunlar olmasın diye sistem öyle olmalı ki istikrarı kendisi doğurmalıdır. İşte başkanlık sisteminin bu yönü ile özelliği var. Seçimde mutlaka yüzde 51’i alan ülke yönetimine geliyor. Ülkeyi millet adına o yönetiyor. Biz de bunu savunuyoruz. Yüzde 51’i kim alırsa gelsin ülkeyi 4 yıl veya 5 yıl o yönetsin, hesabını da halka o versin” diye konuştu.

  “IRKÇILIK YAPANLARA BAŞKANLIK SİSTEMİ GEÇİT VERMEZ”
Bekir Bozdag, “Başkanlık sistemi ırkçı partilerin, başka partilerin gösterdiği adayların başkan seçilmesine izin vermez. Yani ne Kürtçülük yapan ne Türkçülük yapan ne de böyle başka uçlarda siyaset yapanlara başkanlık sisteminde iktidar başkan seçilme imkanı olmaz. İdeolojik partilerde başkan seçemezler. Yüzde 50 artı 1 ideolojilerin etrafında birleşmez. Birleşiyorsa zaten o iş ideoloji olmaktan çıkmış demektir. Yüzde 50 artı 1 radikal düşüncelerde ve uçlarda birleşmez. O yüzden bugün ideolojik bir parti olan Cumhuriyet Halk Partisi ve bölgesel partiler, ideolojik yapılar ve ırkçı partiler istemiyorlar başkanlık sistemini çünkü onların güç sahibi olmasına o sistem izin vermiyor. Parlamenter sistem olursa bakarsınız diye 28 Şubat gibi hukuk dışı muhtıralar olur, iktidarın bir köşesinden tutabilir. Bakarsın puslu havalar olur, bize de gün doğar diye umutla bekliyorlar. Halbuki sadece umutla sandığı beklemeleri gerekir” ifadelerini kullandı.
12 Eylül ile ilgili yargılamaların kimsenin gönlünü rahatlatmak için yapılmadığına dikkat çeken Bozdağ, “Türkiye bir hukuk devleti. Bizim ceza mevzuatımıza göre darbe yapmak ve teşebbüs etmek en ağır cezayı gerektiren bir suçtur. Geçmişte Anayasa’da 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerle ilgili yargılama engeli vardı. Anayasa değişikliği ile biliyorsunuz bu engel ortadan kalktı. Şimdi yargılanıyorlar. Yargı huzurunda yaptıklarının hesabını veriyorlar” dedi.
Sanatçılara da seslenen Bozdağ, “Türkiye’de sanatçılar keşke kendi toplumun değerleri ile kavga etmese, Türkiye’de bütün  sanatçılar Neşet Ertaş gibi içinden çıktığı toplumla onur duyan gurur duyan onurlu insanlar olsa, kendini toplumu ile bağdaşlaştırsa, Neşet Ertaş gibi halkının değerlerini yaşasa, kendilerini belirli yere getiren insanları keşke küçük görmese” açıklamasını yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir